-
1 eyer
седло́eyerden düşürmek — вы́бить из седла́
eyer kaltağı — ле́нчик седла́
eyer kaşı — [седе́льная] лука́
eyer kolanı — подпру́га
eyer örtüsü — чепра́к
eyer takımı — седе́льная сбру́я
- a eyer vurmak — седла́ть кого
◊
Azak eyeri — бот. аи́р обыкнове́нный, и́рный ко́рень (Acorus calamus) -
2 eyer
saddle. -i boş kalmak (for a horse) to have an empty saddle (because the rider was killed). - boşaltmak to dodge a javelin by leaning out of the saddle (in the game of jereed). -e de gelir, semere de. colloq. It is good for all kinds of uses. - kaltağı saddle-tree. - kapatmak/kapamak to saddle an animal. - kolanı saddle girth. - vurgunu saddle-galled. - vurmak /a/ to saddle. -
3 осёдлывать
несов.; сов. - оседла́ть1) eyerlemek; eyer vurmak2) (садиться верхом на что-л.) ata biner gibi oturmak -
4 седлать
несов.; сов. - оседла́тьeyerlemek, eyer vurmak -
5 satteln
I vt eyerlemek, eyer vurmak (-e)II vr -
6 saddle
eyer, semer; sele, oturak; (koyun, vb.) sirtin alt ucundan kesilmis et; bel, boyun eyerlemek, eyer ya da semer vurmak; (tatsiz bir is) vermek, yüklemek -
7 saddle
n. sırtın alt ucundan kesilmiş et, eyer, semer, sele, bisiklet selesi, yatak kovanı, sırt————————v. eyerlemek, semer vurmak, yüklemek, sırtına yüklemek* * *1. semer vur (v.) 2. eyer (n.)* * *['sædl] 1. noun(a seat for a rider: The bicycle saddle is too high.) eyer2. verb((negative unsaddle) to put a saddle on: He saddled his horse and rode away.) eyerlemek -
8 kolan
1) подпру́гаeyer kolanı — седе́льная подпру́га
2) [широ́кий] реме́нь, [широ́кая] ле́нта3) расши́тый куша́к4) разг. верёвка••- kolan vurmak -
9 satteln
satteln v/t <h> eyerlemek; -e eyer/semer vurmak
См. также в других словарях:
eyer vurmak — (hayvana) eyeri hayvanın sırtına koyup bağlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
eyer — is. Binek hayvanlarının sırtına konulan, oturmaya yarayan nesne Gözlerini eyerin kuburluklarıyla atın doru boynunda hasıl olan gölgeli çizgiye dikmişti. Ö. Seyfettin Birleşik Sözler eyer kaltağı eyer kaşı Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller eyer… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kolan vurmak — 1) salıncakta hızlanmak için ayakta durup vücudu doğrultarak ileriye atılırcasına hareket etmek Bu salıncağın dibindeki tahtaya iki kız çıkmışlar, hafif hafif kolan vuruyorlardı. O. C. Kaygılı 2) hayvanın eyer veya semerini kolana bağlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
eyerlemek — i At üzerine eyeri koyup bağlamak, eyer vurmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ikarlamak — eyerlemek, ata eyer vurmak, hayvanı hazırlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
palan — is., Far. pālān Genellikle eşeklere, bazen de atlara vurulan, kaşsız, enli, yayvan ve yumuşak bir çeşit eyer Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller palan vurmak … Çağatay Osmanlı Sözlük